Sunday, August 5, 2012

Abiye Ayakkabılar 2012









Olmazsa olmaz ayakkabılar bir bayan için kıyafetin kendisi kadar önemlidir.Çünkü kıyafeti tamamlamayan bir ayakkabı bizi şık değil rüküş gösterir.Abiye kıyafetlerimizi tamamladığımız abiye ayakkabılar içinde durum aynı olduğundan abiye kıyafetlerimizle kullanacağımız abiye ayakkabılara çok önem veririz.Değişik modelleri ve renkleri ile abiye ayakkabı modelleri sizlere giyeceğiniz ayakkabı konusunda fikir verebilir.

















Kabartılı Örgüler Patlamış Mısır Örgü (beş ilmek üzerinden) Nasıl örülür yapılışı örgü modelleri motifleri anlatımlı örgü örnekleri

Bulunduğunuz Sayfa: Ana Sayfa //
Örgü Teknikleri - Motifler //
Kabartılı Örgüler Patlamış Mısır Örgü (beş ilmek üzerinden)





Patlamış mısır örgü (beş ilmek üzerinden)


 Bir patlamış mısır örgü, kınk nohut örgüden daha büyük, ilmek arttırılarak ve eksiltmeden önce bu ilmekler üzerinde birkaç sıra daha çalışarak yapılan yuvarlak bir örgü düğmedir Patlamış mısır örgü yapmanın birçok yolu vardır ve motif açıklamaları size çalışacağınız patlamış mısır örgü türünü söyler


1 Bir ilmekten beş ilmek yapmak için, iki kez (bir sonraki ilmeğin önüne düz örgü  ilmeği çalışın), sonra aynı ilmeğin önüne   tekrar düz örgü ilmeği çalışın. Sol şişteki  orijinal ilmeği boş alın.


2 iki kez (işi çevirin ve bu beş ilmeği ters örün, işi çevirin ve aynı beş ilmeği düz ilmeği çalışın, sonra arkasına düz örgü örün),


 3 Beş ilmeği tekrar bir ilmeği dönüştürmek için, sol elinizdeki şişin ucu ile, ilk ilmeğin üzerinden, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci ilmekleri birlikte örerek tek ilmek çıkarın.



Kabartılı Örgüler Patlamış Mısır Örgü (beş ilmek üzerinden) örgü teknikleri örgü teknikleri

Saturday, August 4, 2012

İKİ YÜZLÜ ŞARLATANLAR !



Eee, Mübarek Ramazan Ayında bugün itibarı ile 15.iftarımızı yaptık Allaha Şükürler oldu...yediğimiz önümüzde yemeğimiz ardımızda iken hep mütevazi olmayı yeğledik...iş saatlerimiz uyduğu her gün Teravih Namazımızı eda etmekten geri durmadık...hatta bazan yorgunluk falandı filandı acab gitmeyeyim mi diye içimden geçer, şeytanın kuşatması altında iken bizim çocuğun-Haydi baba ben hazırım!-demesi ile kendimize gelip bir parça da utanıp soluğu camiide aldık...oturduğum yer itibarı ile Paşabahçe Merkez 3.Mustafa Camiini bu Ramazan ayında mesken edindik. Oysa geçen sene Ortaçeşme, Beykoz, Yalıköy ve diğer camiilere çok gitmişliğimiz vardı.

Neyse efendim, camilere gelen vatandaşlarımızn sayısı bir hayli az göründü bana. Kafamdan vatandaşlarımızın kardeşlerimizin acaba neden teravih namazlarına gelmedikleri, gelemedikleri konusunda onlar açısından sunulabilecek savunma cümlelere geldi birden aklıma.

-Abim biz eskiden Paşabahçe Merkeze inerdik de şimdi mahallemizdeki camii yenilendi, ondan burada kılıyoruz.

-Zaten işten yorgun argın gelmekte idik, bir de köprü çilesinde geçen 2 saatten sonra bizlerde derman kalmadı.

-İyi diyorsun da kardeşim, bizle vakit namazlarını bile kılmaz iken Cuma'dan Cumaya camiiye teşrif ederken, nerede terevih nazmazını kılmak.

-Arkadaşlarla o saatte Halı Saha maçımız vardı gelemedik.

-Abi itiraf edeyim televizyon ekranından ayrılamadım, şeytan dürttü, Seksenler dizisine daldık.

-Kahvede teravih öncesi iki okey dönelim dedim, bir de baktım ezan okumakta..

-Fenerbahçe'nin maçı vardı.

Neyse bahaneler saymakla bitmez nasılsa...Allah bu necip milletin evlatlarını İnşallah özüne, aslına döndürür ve dinin gereklerini de yapmak nasip eder diyelim...


Şimdi gelelim yazımın başındaki tanımlamaya, işimiz icabı İstanbul'un merkezi noktalarını kullanmaktayız.Şişli, Mecidiyeköy,Ortaköy gibi...şu sıralar tam bir Arap Turist akımı var İstanbul'umuza. Her alışveriş merkezinde arap turistleri görmek mümkün. Tamam şalvarlısı, çarşaflısı da var da büyük bir kitle biz Türk Milletinden bile açık saçık giyinme derdinde. Daracık giysiler, vucutlarının bütün hatlarını ortaya koymakta. Kendi ülkelerinde yapamadıklarını sere serpe yapmaktalar.Günahı sevabı onların boynuna da ilginç gelmekte yine de bana.


Arap Turistler demişken Akşam teravih namazlarında Boğaziçi gezi teknelerinde de aynı moda hakim. Söylemek isterim ki en az 5-6 büyük boy tekneye doluşmuş Din Kardeşlerimiz tam anlamı ile kurtlarını dökmekte.Arap havalarının en kıvrakları yankılanmakta teknelerden...vakit teravih vakti mi? Sultanahmet,Süleymaniye Camiilerdinde teravihlere neden mi gitmez koca koca sakallı amcalarımız, çarşaflı yengelerimiz!!!! seferiler seferi !!!...yersen...Yüce Peygamberimizin Hicret ettiği meşakkatli yol ve onca çileli günlerde kaçırılmayan oruçlar birden geldi, bu Arap kardeşlerimizin atalarının.

Ha biz bu kardeşlerimize üstü kapalı kızgınlık mesajlarımızı yazıyoruz da onların başındaki Kral sülalerinin mensupları Ege, Akdeniz sahillerinde dünyanın en pahalı yatları ile arzı endam etmiyorlar mı? hatunları, kerimeleri, bacıları da açık saçık pozlar vermekte necip Türk Magazin Medyasına Ege sahil kasabalarında...ya ülkelerinde araba kullanmaları bile yasaklananlar kadınlar !!! eee bu duruma en güzel cümle-Ele verir talkımı kendi yutar salkımı- ya da -Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu- dense her halde cuk oturacaktır.



Değerli Dostlar kim ne derse desin Müslüman Türk Milletinin İslam Alemine yaptığı katkı, İslamiyetin daha geniş kitlelere tanıtılmasındaki payı kesinlikle inkar edilemez. Aradan yüzyıllar geçse de rastlanan bir tablodur,dünyanın en ücra bir köşesine yolunuz düştüğünde -Hangi ülkeden geldiniz?-sorusuna -Türkiye'den ve bizler de Türk'üz- cevabını alınca gözler ışıldamakta. Saygıyla anmaktadırlar Türk Milletini, hatta bazıları Halifemiz nasıl demekten beri geri durmaz...çünü vakti zamanında ne yardımlar yapmıştır Osmanlı soyumuz...Bizim içimizdeki bazı kefereler anlamasa da onlar bizler bizlerden iyi tanımakta.Siz sanırmısınız ki o yüce sultan Kanuni saraydan, haremden çıkmayan bir zampara idi? öye ise Viyana kapılarına kadar dayanan orduların başındakileri dublörleri mi idi dersiniz? Allah bu Yüce Türk Milletinin tarihini karalama, küçültme derdindeki iç ve dış düşmanları kahır sıfatı ile kahreyleye,kazandıkları paralar haram zıkkım ola.

Dünyanın çeşitli İslam beldelerinde özellikle de son yaşanan Burma soykırımı gibi, çeşitli noktalarında Müslümanlar çile, baskı, şiddet, açlık ile pençeleşirken, Dünyanın en pahalı yatları ile medyada boy gösterenler, Hıristiyan ülkelerde dünyaca ünlü futbol kulüplerini satın alıp en pahalı futbolcuları oralara katarlarken elbette bunların hesabının sorulacağı mahşer günü gelecek.-Ey Falanca ülkenin Prensi söyle bakalım dünyada çile çeken müslüman kardeşlerin, ümmetin için neler yaptın? hangi derdine derman oldun?- Onlar hala petroldan gelen dolarlarını Hıristiyan bankalarında kasalarda muhafaza etmeye devam etsinler. O dolarlar kurtaracak mı hesap günü?.

Her zaman dediğim gibi Müslüman Türk Milletinin necip fertleri bunca baskı, kara propaganda-Medya-İnternet-Sinemalar-Filmler ile dinden-imandan uzaklaştırılmak istenmesine karşın istisnalar kaideleri bozmaz dininden-imanından-Müslüman kardeşine acıma duygusundan, en azından haberlerde yaşadıkları çileleri görünce döktükleri iki damla gözyaşından vaz geçmiyor... sadece ameli anlamda, ibadetlerini aksatıyorlarsa da yine de her türlü övgüye değer bu şuurda olmaları. İnşallah ameli noksanlıklarımız da zamanla ortadan kalkar, çünkü ölümün ne zaman geleceği hiç belli olmaz..

Hepiniz Allaha emanet olun sevgili oyucular..


ALP ERTUNGA


HABER1908

Friday, August 3, 2012

Stubborn Death of Syria's "Yemenskii Model"

At last, Kofi Annan has accepted the brutal reality of the United Nation's "political transition" in Syria, ending months of futile diplomacy.






Dead for months - possibly on arrival - the UN's plan is ironically forcing its previous secretary-general into submission while its intended target grinds onward. Annan himself deserves a limited amount of blame for this calamity, mainly for meeting so cordially with a murderously delusional Bashar al-Assad. Syria's "Mission Impossible," as he referred to it during Thursday's statements, was thrust upon him and required the engagement of all parties, regardless of their hostility. Maybe Annan will produce a hail mary agreement before his clock officially expires on August 30th. If not, he speculates that, in a world "full of crazy people like me," his replacement could step up and "do a better job."






U.S. officials also claim that "we’re going to continue full ahead with our strategy," however the UN's plan needs more than a facial lift to succeed. As long as foreign powers remain bent on controlling Syria's revolution and its aftermath, the entire situation is doomed to continue spiraling downward.






Before the UN Security Council had passed Resolution 2014 in October 2011, the White House and other allied governments were already busy copying the blueprints onto Syria's 4th generation battleground. Resolution 2014 would approve a single-candidate referendum in Yemen, replacing 33-year dictator Ali Abdullah Saleh with his 18-year vice president Abd Rabbuh Mansur al-Hadi, and grant Saleh immunity in return. A two-year transitional period, including a military restructure and "national dialogue," is scheduled to culminate with an open presidential election. This plan has yielded countless positives and negatives for Yemenis; although the threat of civil war has temporarily lifted and Hadi replaced many Saleh loyalists, fundamental divisions between the government, diverse political opposition, revolutionaries, tribal authorities and foreign powers remain outstanding.






Unfortunately, due to the ambitions of certain internal and external powers, the odds of these issues being bridged through November's dialogue are low. Once the Obama administration and King Abdullah's inner circle realized that they could drop Saleh for Hadi, thereby increasing their hegemony in the country, the Gulf Cooperation Council (GCC) was employed to maintain a controlled status quo in Yemen. The bulk of Washington and Riyadh's counterrevolution has rolled out under the specter of al-Qaeda in the Arabian Peninsula (AQAP), despite the fact that their own operations are contributing to its growth, and U.S. counterterrorism operations have further escalated since Hadi's ascendancy in February.






Many of Yemen's revolutionaries do not agree with Resolution 2014's terms.






One can easily understand (on top of the Iranian angle) why the two powers attempted to hoist "Yemen's model" onto Syria, and why al-Assad's allies saw the same opportunity to control Syria's transition. Russian Foreign Minister Sergey Lavrov wasted no time lobbying the exchange, telling a GCC ministerial in early November, "The Russian position has been embodied in the Security Council resolution on Yemen adopted a few days ago unanimously." Undeterred by this suspiciously mutual agreement, the White House held out an empty hope through multiple Russian statements of support and a UN proposal that didn't explicitly call for al-Assad's resignation.






As recently as May’s G-8 meetings, President Barack Obama himself lobbied the "Yemenskii Varient" to Prime Minister Dmitri Medvedev.






Leaving aside the vast situational differences between Yemen and Syria, along with the sputtering state of Yemen's transition, external conditions automatically torpedoed a cross-pollination of political designs. Unlike Yemen's agreement, which enjoyed unanimous approval in the UN Security Council, Syria's foreign matrix has been divided from the revolution's beginning. Each side is simply trying to outmaneuver the other through international blocs and their various proposals, whereas the other permanent members of the UN Security Council stood to profit in Yemen by obediently falling behind America's lead.






“Things fell apart in New York,” Annan concluded on Thursday. “The increasing militarization on the ground (in Syria) and the clear lack of unity in the Security Council have fundamentally changed the circumstances for the effective exercise of my role.”






This intensifying netwar between al-Bashar's international allies and enemies is once again manifesting in a tragically ridiculous war of rhetoric. Having defended Annan's mission in order to stall, a process that has enabled the deaths of thousands, Russian President Vladimir Putin called Annan "a very respectable person, a brilliant diplomat and a very decent man, so it's really a shame." White House officials chose similar language for Annan personally, but openly implied that Moscow and Beijing are responsible for Syria's political stalemate.






"Those vetoes," White House spokesman Jay Carney told reporters, "as we've said repeatedly, were highly regrettable, and place both Russia and China on the wrong side of history and on the wrong side of the Syrian people. Very unfortunate."






Thus Washington publicly expects Moscow to accept Yemen's "model" in Syria when both perceive a "transition" as manipulative. This strategy is far from the "realistic" plan that the Obama administration defends so righteously - a counterrevolution that no diplomat is able to conceal.




Thursday, August 2, 2012

Mini Notluklar Yaptım...


Malum Kitaplaşalım mı? etkinliğimin sonuçlarını açıklamaya son 9 gün kaldı. Bende eşleşeceğim arkadaşlara internette dolanırken gördüğüm mini notluklardan yaparak iyi dileklerimi sundum. Ancak 4 tane yaptım çünkü bir arkadaş daha katılmazsa bir arkadaş dışarıda kalmak zorunda kalacak bende eğer böyle bir durumla karşılaşırsak diye dışarıda kalan arkadaşı da kendimle eşleştireceğim. Notlukların yapımına gelindiğinde ise renkli A4 kâğıt kullanıp sitemize uygun olarak renkli kitaplar şeklinde yaptım.













 


Bunlarda ilk sayfalardan kareler:



















Vivienne Tam Resort 2013









































New York Haziran 2012 by  Jessica Minkoff 






Koleksiyona siyah beyaz ve portakal rengi hakim modeller sıradan olmasına rağmen farklılık kumaş ve desenlerle verilmiş koleksiyondan en beğendiklerim sizlerle siyah beyaz zıtlık olan elbiseleri sevdim.Geometrik ve dairesel semboller kullanmış.

Sütlaç Tarifi Sütlaç Nasıl Yapılır

Sütlaç Tarifi Sütlaç Nasıl Yapılır,Sütlaç Tarifi,
Sütlaç Tarifi Sütlaç Nasıl Yapılır Oktay usta ev yemekleri,Sütlaç Tarifi pişirilişi,sütlaç nasıl yapılır ev yemekleri yeni tarifler.


Sütlaç malzemeleri


1 litre süt
1 su bardağı su
1 çay bardağı toz şeker
Bir çay bardağı pirinç
2 tatlı kaşığı kaşığı pirinç unu
Üzeri için tarçın


Denediğinizde pişman olmayacağınız bir tarif. Denenmiş ve ölçüsünde bir sütlaç tarifi. Şimdiden afiyet olsun.
Sütlaç tarifi


1 çay bardağı pirinci yıkayın. Tencereye 1 su bardağı suyu ve pirinçleri koyup altını yakın.Pirinçler suyu çekene kadar pişirin. 1 litre soğuk sütü ekleyin. Kaynayana kadar ara sıra karıştırın. Bir kasede 2 tatlı kaşığı pirinç ununu 1 su bardağı soğuk su ekleyerek iyice ezin. Tencerede kaynamakta olan sütten 5-6 kaşık alıp kaseye ekleyin (pirinç unu ılınacak şekilde). Pirinç ununu da tencereye ekleyerek, 10 dakika kadar arada karıştırarak pişirin. 1 çay bardağı toz şekeri ilave edip karıştırın ve 1-2 taşım kaynatın. Sütlacı kaselere paylaştırıp, soğumasını bekleyin. Sütlaçlar soğuyunca üzerlerine tarçın serpip servis yapın. Afiyet olsun.



  • Bu yazı
    admin tarafından

    30 Haziran 2012 tarihinde
    Haber kategorisinde yayımlanmış.


  • 8 views defa okunmuş,
    0 yorum yapılmış.


  • Etiketler: kolay sütlaç tarifi, kolay sütlaç tarifleri, kolay tatlı tarifleri, sütlaç oktay usta, Sütlaç Tarifi, sütlaç tarifi oktay usta, sütlaç tarifi oktay ustadan, Sütlaç Tarifi pişirilişi, sütlaç tarifi resimli, Sütlaç Tarifi Sütlaç Nasıl Yapılır, Sütlaç Tarifi Sütlaç Nasıl Yapılır Oktay usta ev yemekleri, sütlaç tarifleri